Bahçeli Tayfa
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


bahçelievler gençlerini topluyoruz..
 
AnasayfagirişGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
Galeri
Bonjovi Empty
En iyi yollayıcılar
H_crow_C
Bonjovi Vote_lcapBonjovi Voting_barBonjovi Vote_rcap 
byrogue
Bonjovi Vote_lcapBonjovi Voting_barBonjovi Vote_rcap 
CsultanD
Bonjovi Vote_lcapBonjovi Voting_barBonjovi Vote_rcap 
bLack.Jack.mariana
Bonjovi Vote_lcapBonjovi Voting_barBonjovi Vote_rcap 
rebelking
Bonjovi Vote_lcapBonjovi Voting_barBonjovi Vote_rcap 
Goethe
Bonjovi Vote_lcapBonjovi Voting_barBonjovi Vote_rcap 
we_rock
Bonjovi Vote_lcapBonjovi Voting_barBonjovi Vote_rcap 
Ata<3urcu
Bonjovi Vote_lcapBonjovi Voting_barBonjovi Vote_rcap 
rockman22
Bonjovi Vote_lcapBonjovi Voting_barBonjovi Vote_rcap 
righteous kill
Bonjovi Vote_lcapBonjovi Voting_barBonjovi Vote_rcap 
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» AROG
Bonjovi Icon_minitimeCuma 12 Ara. 2008, 21:30 tarafından byrogue

» Karalama Defteri
Bonjovi Icon_minitimePtsi 08 Ara. 2008, 10:55 tarafından byrogue

» ŞU AN NE DİNLİYORSUN ?
Bonjovi Icon_minitimePerş. 27 Kas. 2008, 22:14 tarafından byrogue

» Ramstein
Bonjovi Icon_minitimeSalı 25 Kas. 2008, 22:24 tarafından byrogue

» en sevdiginiz hoca ve en kıl oldugunuz haca kim yorumları bekliyorum
Bonjovi Icon_minitimeCuma 21 Kas. 2008, 23:03 tarafından H_crow_C

» Slayer rock
Bonjovi Icon_minitimePaz 16 Kas. 2008, 21:37 tarafından H_crow_C

» SAW V
Bonjovi Icon_minitimePaz 16 Kas. 2008, 18:57 tarafından bLack.Jack.mariana

» MUSTAFA
Bonjovi Icon_minitimePaz 16 Kas. 2008, 15:16 tarafından rebelking

» türkçe konuş!!
Bonjovi Icon_minitimeC.tesi 15 Kas. 2008, 16:06 tarafından H_crow_C

» Kolera
Bonjovi Icon_minitimeCuma 14 Kas. 2008, 21:57 tarafından CsultanD

Ortaklar
Türkçe Konuş!
Bonjovi Destek_90x30_2Bahçeli Tayfa ''Türkçe Konuş!''kampanyasını destekliyor..
Forum
napıyosun kız:D

 

 Bonjovi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
byrogue

byrogue


Erkek
Mesaj Sayısı : 196
Yaş : 31
Nerden : Elazığ
İş/Hobiler : Elektro gitar çalmak =)
Lakap : Rogue
ruh hali : Bonjovi Karisi10
tarz : Bonjovi Mtl10110
Kayıt tarihi : 30/10/08

Bonjovi Empty
MesajKonu: Bonjovi   Bonjovi Icon_minitimeCuma 31 Ekim 2008, 22:45

BONJOVİNİN HAYATI

Jon Bon Jovi'nin nüfus kagıdındaki gerçek ismi John Francıs Bongıovannı'dir.Jon,1950'li yılların
sonunda Sicilyanın Sciacca yöresinden Amerikaya göç eden Armando Bongiovannı'nin ilk çocugu'dur.
New Jersey,Sayreville'de Robinhood çıkmazında oturuyorlardı.(Bu ev daha sonra bir mtv yarışmasında
astronomik bir rakamla satıldı).Kuaför babası Armando ve eski playboy kızı annesi Carol'in yetiştirdigi
Jon çevrelerinde etkin olan italyan mafya örgütlerinin içine hiç girmedi.Okulla problemleri vardı zar zor
geçiyor okulu kırıyor ve bu yüzden babasıyla sürekli kavka ediyordu.Çocuklarını çok sevsede,baba Armando
birkaçdefa jon'u kötü hırpaladı.Ama jon hayrazlıklarına son vermedi. Jon önce Sayreville'deki Saint Joseph's
lisesinde okudu,fakat rock star olma düşleri yüzünden derslerine konsantre olamıyordu.Bu yüzden dersleri daha
kolay olan Sayreville lisesi'ne transfer olmak zorunda kaldı.Bu yıllardaki ilk sahne deneyimini 2 satırı
solo söyledigi bir koro teçrubesi ve 3 yıl beraber oldugu Adrian Pillar isimli kızla yaptıgı kısa bir dans
gösterisiydi.Küçük jon ergenlige girdikçe gece hayatına daha merak sarmaya başladı.Okulu ekip New Jersey
sokaklarında pinekliyor,geceleri ise kulüplerde cirit atıyordu.İlk flörtünüde bu sıralarda daha 14 yaşındayken
yaşadı.Tüm serseriligine ragmen koleje girmeyi başaran jon,burasınıda pek sevmedi.Gönlünü müzige vermişti.
13 yaşında gitar çalmayı ögrendi.Bruce Springsteen,Bob Dylan,Southside Johhny ve David Bowie gibi idollerin
şarkılarını taklit etmeye başladı."Bir zamanlar Seattle neyse,o zamanlar Asbury Park oydu"diye anlatmaya başlıyor
o yılları jon."Asbury Park,bizim arka bahçemize çok yakındı,ben de 13 veya 14yaşlarındaydım.Orda çalınan,ordan
çıkıp da tüm dünyayı etkileyen adamların müzigine karşı koyamazdınız.Mitler efsane oluyor,sürekli büyüyorlardı.
Ve sanırım o zamanki kör inancım benim buraya kadar gelmeme sebeb oldu."diye de devam ediyor.Asbury Park,Springsteen'
in"Greetings From Asbury Park"albümüne isim babalıgı yapan ve daha birçok ismi ortaya çıkaran efsanevi bir gece kulübü
idi.

Jon'un okul arkadaşlarıyla kurdugu ilk grubun adı Starz idi.Grubun ismi ilk konserlerinden sonra Raze olarak degiştirildi.
Raze ile 3 cover şarkı kaydedti Jon.Bu şarkıların isimleri"Jumpin Jack Flash,Strutter ve Johnny be good" idi.
Bu sırada ailesi atalarından kalma Bongiovannı soyadını Bongiovi ye dönüştürdü.Jon artık cover yapmak istemiyordu o kendi
şarkılarını yazmak istiyordu.Gittikçe Springsteen/Dylan ekolünden uzaklaşıp sert ve gürültülü müzikler dinlemeye başladı.
Bu yüzden kendine yeni bir yol çizdi.Sert gürültülü ama umut ve sevgi dolu bir müzigin hayalini kuruyordu.Bu o ana dek pek
denenmiş bir şey degildi.Nereden başlamalıydı?Tabi herşeyden önce bir grup kurarak...

"The House Of The Rising Sun" grubuyla yarışmalara katılan Jon eli boş döndü ama pes etmek onun sözcügünde yoktu.1978'de "The Atlantic City Expressway" isminde R&B etkileşimli yeni bir topluluk kurdu.Yaş ortalamasının 17 oldugu grup ile yeniden cover'lara yönelen Jon bu dönemde grubuna keyboardcu David Bryan 'i davet etti.Yavaş yavaş bildigimiz Bon Jovi'yi oluşturuyordu.

Yen grıp 1979 yılında New York daki bir vestivalde 50.000 kişinin önünde çalmak gibi olaganüstü
bir tecrübe yaşadı.Fakat Bruce Springsteen 'in Headliner'lıgını yaptıgı festivalde çalma şerefine ulaşan Atlantica City Expressway'in de ömrü kısa sürdü.David Bryan New York'daki ünlü Juilliard okuluna gitme kararı alırken,Jon'da The Rest isimli daha önce kurulmuş bir grupta mikrofonu teslim aldı.
Olaylar Jon'un bekledigi gibi gelişmiyordu.Kendi grubu ile kendi şerkılarını seslendirmek isteyen genç solist,babasının bir zamanlar ona bahsettigi kuzeni Tony bongiovi'den yardım almayı düşünerek Manhattan'a kapagı attı.Tony Bongiovi Power Station isimli bir stüdyoda çalışıyordu.Jon kuzenine sıgındı ve hemen stüdyoda çalışmaya başladı.Jon stüdyonun temizligiyle sotrumluydu.Oranın buranın tozunu alıyor,gelir götür işleriyle ilgileniyordu.Kahve yapıyor,arşivleri düzenliyor,bazı günler stüdyoda sabahlıyordu.Ama kesinlikle bu işlerden yakınmıyordu,çünkü studyoya gelen Mick Jagger ve
David Bowie gibi dev müzisyenleri izleyerek birşeyler kapmaya çalışıyordu.Ayrıca fırsat dogarsa kayıt yapan gruplara eşlik ederek hayallerini biraz olsun tatmin ediyordu.Yanlı kaldıgında ise kiraladıgı ucuz müzisyenlerle amatör kayıtlar yapıyordu.Bu dönemde kaydettigi şarkıları,internet alışveriş sitelerinde John Bongiovi-"Power Station Years 1980-1983"ismi altında bukabilirsiniz.Bu ilk Bon Jovi parçaları yurt dışındaki fanlara göre " kült" niteligi taşıyor.Özwllikle "Don't Leave Me Tonight","Who Said It Would Last Forever"ve"Hollywood Dreams"gibi tozlu şarkılar fanlar için çok degerli.Genç Rockçı ,1983de şarkılarını bir demoda topladı müzik firmalarının kapılarını zorlamaya başladı.Fakat dikkatini çektigi tek insan Long Island'daki WAPP radyo istasyonunun bir DJ'i olmuştu.Chip Hobart ismindeki Dj John'un demosundaki "runaway"şarkısına kafayı taktı ve bu şarkıyı WAPP'ın amatör grupların şarkılarından oluşan compilation albüme koymak istedi.John bunu istemesede Hobart'ın ısrarına karşı koyamadı ve şarkı albüme girdi.Bryan Adams ve Aldo Nova gibi isimlerinde "Runaway'in kaydında parmagı vardı."Buda şarkının kalitesini tabi ki artırmaıştı."RUNAWAY" çok kısa sürede müzik listelerinde zirveye tırmandı ve herkezin diline dolanan bir radyo hiti oldu.Sadece WAPP'da degil tüm ülkede en küçügünden en büyügüne kadar her istasyonda "RUNAWAY"çalıyordu.WAPP Jon için bir albüm yapma kararı aldı.Fakat Jon'un bir grubu yoktu.Genç kowboy hemen klasil müzik egitimi alan David Bryan'ı aradı.Bryan onun teklifini kabül etmekte hiç zorlanmadı.Sıra davul setine oturacak uygun adamı bulmaya geldi.Ve Franke & The Knockouts isimli grupda baget sallayan Tico Torres'i saflarına kattı.Sıra bass ile electro gitar üyelerini bulmak kaldı.Basscı Alec John Such gruba katıldı.

Jon,Tico,David ve Alec küçük topluluklar önünde kulüp konserleri vermeye başladılar.Bunlardan birinde izleyiciler arasında çok önemli bir şahsiyet oturuyordu.O sıralar Joe Cocker'in Massage isimli gurubunda çalan ama başka hayalleri olan bir giterisi:yani Richei Sambora.Richei izledigi konserden sonra Jon'un yanına gitti ve "Birlikte çalmaya ne dersin?",dedi."Runaway" gibi bir hit'in yaratıcısı olan Jon,Richei'yi süzdü ve küçümser bir edayla "Neden olmasın?" deyip uzaklaştı.Ama asıl amacı bu cüretkar genç hakkında bilgi toplamaktı.Birkaç hafta sonra Richei'yi arıyarak beraber çalmayı önerdi.İlk çalışmada Richei Jon ve grup üyelerini büyülemeyi başarmıştı.Richei kulise gidip jon'a kendini beyendirmeye çalıştıgı günü şöyle anlatıyor:"Hiç fena bir konumda degildim.Bir grubum vardı.sürekli beni izlemeye gelen hayranlarım vardı.Ama Jon'u izledigim zaman onun gerçek bir star oldugunu fark ettim.Ve o anda onun yanına gidip kendimi satmaya çalıştım.Böyle birşeyi daha önce hiç yapmamıştım.

Grup ilk provalarını Perth Amboy balıkcılarının mesken tuttugu bir biranede yaptı.Şise kırıklarıyla dolu biranede üzerlerine sinen balık kokusu ile müzik yapmaya ugraşan beş genç geçimlerini saglamak için limandaki balık boşaltma görevini üstleniyorsu.Bir defasında 40.00 dolarlık müzik aletlerini çaldırmışlardı.
Sigortadan paralarını almayon grup,müzik aletlerini yeniden albilmek için normalin 2 misti çalışmak zorunda kaldılar.Ve çalışmalarının karşılıgını aldılar."Runaway'in referansı sayesinde birçok plak şirketleri gruba teklifler yagdırıyordu.Bunların arasında en iyi teklifi Mercury Records verince imzayı attılar.Plak şirketinin tavsiyesiyle John adındaki h harfini attı ve soyadınıda Bon Jovi şeklinde daha anlaşılır bir şekle soktu.Grubun ismide Bon Jovi olarak anılacektı.

1984 Şubatında ilk Bon Jovi Albümü"Bon Jovi" piyasaya sürüldü.Albüm ingiltere listelerine 71 numaradan girdi.Bu yani american grubu için hiç fene degildi."Runaway" ilk single olarak raflara sürüldü.American listelerine ilk 40'a gşrerek Bon Jovi'nin adını tüm dünyaya duyurdu.MTV runaway clibini sürekli yayınlayarak grubun şöhretini perçinliyordu.Bir diger parça "She Don't Know"da runaway gibi bir radyo hit'i oldu.Americada Scorpions'ın Altında çıkan grup.Avrupa'yı KISS'in ön grubu olarak arşınlamışdı.Tüm konserler sold out geçmişdi.Ve albüm altın plak kazandı.

1985 Nisan ayında çıkan ikinci Bon Jovi albümü "7800 Fahrenheit"Aerosmıth'in prodüktörü Lance Quinn üstlenmişdi.Albüm kısa sürede Americada 500.000 bin satmayı başardı.Albümden 3 single çıktı."Only Lonely","In & Out Of Love"ve bir ballad olan "Silent Night".Bir albüm olarak iyi bir albümdü ama hit parçaların azlıgı nedeniyle Bon Jovi siçramayı bir sonraki albüme bırakmış oldu.
Avrupa ve Japonya'nın çeşitli kentlerinde ortalama 3.000 kişilik salonları tıklım tıklım doldurmayı başardı.Mayıs sonunda ise o zamanların popüler gruplarından Ratt ile 6 aylık uzun bir american turnesine çıktılar.Turne arasında ise Donington - Monsters of Rock'ta ( Marilion,Metallica,Ratt ve Magnum il beraber) ve Texsas Jam festivallerinde sahne aldılar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://karakartal.com
byrogue

byrogue


Erkek
Mesaj Sayısı : 196
Yaş : 31
Nerden : Elazığ
İş/Hobiler : Elektro gitar çalmak =)
Lakap : Rogue
ruh hali : Bonjovi Karisi10
tarz : Bonjovi Mtl10110
Kayıt tarihi : 30/10/08

Bonjovi Empty
MesajKonu: Geri: Bonjovi   Bonjovi Icon_minitimeCuma 31 Ekim 2008, 22:46

1986 başlarında pop metal'in yeni öncüleri Bon Jovi,Vancouver'a 3. albümlerini kaydetmek üzere kittiler.6 ay boyunca stüdyodan çıkmayan üyeler en üretken zamanlarını taşıyorlardı.Albüm için Richei ve Jon 30 kadar parça yazmışlardı.Parça seçmekden zorlanan ikili bu zor işi dinleyicilerine bıraktı ve bir gün gittikleri pizzacıdaki insanlara sorarak en iyi parçaları seçtiler.1986 yılının yaz aylarında çıkan 3. albüm "Slippery When Wet" her şarkısı hit olan rock tarihinin en iyi albümlerinden biri olarak anılıyor şimdilerde.O zamanlarda da bu fark edilmiş olacakki albüm kısa sürese 10.000.000 satma başarısını gösterdi.Ayrıca albüm Billboard'un ilk beş ilnde 38 hafta ( Bu 38 haftasının ilk 10 haftası bir numarada geçirmişdi.)Her çıkan single işe liste savaşlarından alnının akıyla çıkıyordu.İlk single "You Give Love A Bad Name"dogrudan 1. sıraya oturdu.İkinci single "Livin On A Prayer"da bir numarayı parselledi.O zamana kadar sert,satık kaşlarıyla bakan rock starlarının imajını yıkmaşdı."Slippery When Wet" sadece muhteşem bir Rock albümü degil aynı zamanda Rock müzigine optimizm,nutlulugu ve umudu getiren bir albüm olarakda deger kazandı.Ayrıca Jon'un karizması sayesinde daha çok kızın rock müzigine ilgi duyduguda Bon Jovi'nin Rock müzigine getirdigi önemli açılımlardan biridir.Zira o yıllarda her Teenager kızın duvarında en az bir Bon Jovi posteri bulunmaktaydı.Albümden çıkan üçüncü single ise "Wnted Dead Or Alive"idi.Şarkı 7 numaradan listelere girse bile şu an en çok bilinen 3 Bon Jovi şarkısından biri.Sonra grup 70.000 kişinin önünde muhteşem konserler vermeye beşladı.New York'da yayın yapan özel bir radyo istasyonu şanslı dinleyicilerine Bon Jovi'yle bir gün geçirme vaadinde bulundu.22 .000.000 mektup başvurusu geldi.Daha önce bir radyo kanalına bu kadartalep gelmemeişdi.Bon Jovi'nin neden oldugu rekorlar bununla kalmıyordu.Yeni yıl konserinde BRENDAN BYRNE konser alanını doldurmayı başaran nadir Rock gruplarından biri oluyorlardı.Los Angeles'de düzünlenen American Music Awards gecesinde yılın en sevilen grubu seçildiler.Ödülünü alırken Jon:"Bunu bizi bir günlük topluluk olarak damgalayanlara athaf ediyorum.

1989 yılında Jon ve Richei MTV Müzik ödüllerinde gösterdikleri performans ile hala akıllardadır."En iyi klip" ödülünü aldıkdan sonra sadece akustic gitarla sahne alan ikili"Wanted Dead Or Alive"ve"Livin On A Prayer"'i çalmış ve bir bakıma MTV'nin gelecekde yapacagı Unplugged serisine ilham kaynagı olmuşlardı.Kuşkusuz Jon Bon Jovi müzik kariyerinin en üst noktasındaydı.ROLLİNG STONE'a kapak olmuş her konseri sould out geçmiş dünyanın en büyük Rock starıydı.Artık bir markaydı.Milyonlarca hayranı olmasının yanı sıra yüzlerce grubu peşine takmış,bir ekol olmuşdu.Ama yapacak daha çok işi olduguna inanıyordu.Bu yüzden yine ara vermeden kolları sıvadı ve Richei,David,Alec ve Tico ile yeniden stüdyoya girdi.Bir sonraki albümü müzik piyasasında büyük bir beklentiye yol açmışdı.

Ve 1989 ekiminde yeni Bon Jovi albümü raflara sürüldü.Albümün adı ise "New Jersey"'ydi.New Jersey yine birsürü hit şarkılardan meydana geliyordu.İlk single "Bad Madicine"bir numarada 2 hafta kaldı.Geçenlerde bir Bon Jovi sitesinin anketine göre en iyi Bon Jovi sarkısı seçilen"Born To Be My Baby",muhteşem Ballad "I'll Be There For You" ve Jon'un idolü Bruce Springsteen'e adadıgı "Living İn Sin"de Bilboard'un ilk on hanesini epey meşgul etti."Living İn Sin"'in klibi MTV tarafından sansüre ugrayınca Bon Jovi anahaber bültenlerine çıktı.1989 yılında başladıkları turne1990 yılında devam etti.Bu süre zarfında 20'deb fazla ülkede 150'den fazla performans sergiledi.Turnenin en akılda kalan konserlerinden birde New Jersey'nin meşhur stadyumuGiants Stadium'da 11 Haziran 1989'da verdikleri Sould out konserdi.Bon Jovi'nin başarıları bitmek bilmiyordu.Rus hükümetinin rusyada konser yermesine izinverdigi tek batılı grup oldu ve devlete baglı bir şirketten yayınlanan ilk yabancı albüm oldu.Bu başarıya daha önce ne Beatles, ne de Rolling Stones imza atmışdı.

Artık 16 ay geçen turne sonunda grup hem fiziksel hemde ruhsall açıdan çöküntü içindeydi.Öyleki Richei o dönemleri şöyle anlatıyor:"Geriye dönüp o zamanlara baktıgımda çok bokdan olaylerın oldugunu hatırlıyorum.Turne bittiginde hepimiz birer zombiye dönmüştük" . Jon işe:"Tur bittiginde birbirimize güle güle bile demedik.Hepimiz farklı uçaklara bindik.Kimse umursamıyordu."Turne biterbitmez tatil yapmak için evin yolunu tuttular.Grup üyeleri solo albümlerine yogunlaşdılar Jon Blaze of Glory filminin parçalarını yaptu ve aynı adı taşıyan bir albüm çıkardı.Blaze of Glory listelerde vahşi bir kowboy gibi 1.lige kement taktı.Jon en iyi filim şarkısı dalında Altın Küre kazandı ve Grammy,Oscar'a aday oldu.Oscar töreninde sahneye çıkarak bir hayalini daha gerçekleştirmiş oldu.Richei Sambora ise 1990 yılında çıkardıgı solo albümü "Stranger İn This Town"ile satış bazında büyük rakamlara ulaşmasada eleştirmenlerden olumlu tepkiler aldı.

Ve sonunda grup dinlendikten sonra tekrar bir araya gelerek yeni albümleri için çalışmalara başladı.Takvimler 1992 Ksım ayını gösterirken geri dönüş albümü "Keep The Faith" raflara çıktı.Albüm müzik eleştirmenlerce Bon Jovi'nin o ana kadar yapmış oldugu en olgun albümdü."Keep The Faith" adeta Bon Jovi tarihinin bir özetini yapıyor.Bu özelligi ile fanların koleksiyonunda özel bir yere sahip oluyordu.Fakat başlarda fanların tepkisi hiçde iyi olmamışdı."Aslında bu albümden sonra herkezin vaybe bu grup hala yeni bir şeyler deniyor diye tepki vericeklerini düşünmüşdüm amaöyle olmadı.Eski şarkılarımızı çaldıkdan sonra yeni şarkılarda insanların tepkisiz kaldıgını izlemek pek alışkın oldugum bir şey degildir.Sahneye çıkıp her defasında en iyi performansımızı verip Keep The Faith'in iyi bir şarkı oldugunu kanıtlamaya çalıştım." diyor Jon.David ise:"Bu deneysel bir albüm.Slippery 3 veya New Jersey 5 yapmak istemiyordok.Müzik Freddy Krueger degildirki.Müzik ifadedir,sürekli büyür,gelişir.".Richei ise:"Bu gezegende bazı karanlık şeylerde oluyor.Bir müzisyen olarak iki şey yapabilirsiniz bu konuda.Bunları gözlemliyebilir ve bunların üzerine bir bakıma rapor hazırlayabilirsiniz.Bu çok uygun ve havalı olur.Ama birde onlar üzerine gerçek yorum yapabilirsiniz.Biz bu ikincisini yaptık.Fakat Keep The Faith agır temalı oldugunuda söylemek istemem.Çünkü öyle degil.Her şeye karşın eglenceli ve iyi Rock and Roll şarkıları barındırıyor."diyordu MTV muhabirine.Bon Jovi'nin sırrı yine "degişimde" kelimesinde yatıyordu.Dwgişim sadece müzikde degil imajdaydı.Jon adeta kendisiyle özdeştrilen uzun ve kabarık saçlarını kısaltmış,yenibir görünüm edinmişdi.Müzik medyası grupdaki degişimi öne çıkartırken"Boyalı Basın"Jon'un saçlarını manşetlere çıkartıyordu.Dünyanın en büyük haber kanalı CNN bile ana haber bültenlerine taşıyordu Jon'un saçlarını.Albümle aynı ismi taşıyan ilk single "Kepp the Faith" ,onun ardından bir ballad olan "Bed Of Roses"raflara çıktı.Bon Jovi'nin Grunge grubu ile başabaş giden başarıları sadece liste bazında degil,turnedede karşılık buldu.Dünya turnesine çıkan grup bu turnede daha önce hiç çalmadıkları ülkelerde çaldılarvrupa,Güney America,Asya ve Avustralya'daki birçok kentte stad konserleri verdiler.Bon Jıvi'nin kariyerindeki bu ikinci sayfa güzel başlamışdı.

Kariyerilerinin bu dönüm noktasını belgelemek adına Bon Jovi'nin bir en iyiler derlemesi çıkarmaya kararverdi."CrossRoad" ismini verdigi toplama albümün başarılı olacagı tabiki önceden tahmin edilmişdi ama bir toplama albüme bu kadar büyük bir ilginin olacagını kimse beklememişdi.Albümde daha önce hiç bir albümde yer almayan "Always"ve"Someday I'II Be Saturday Nıght" şarkıları vardı ve bu iki şarkı büyük ilgi topladı.Belkide ilk defa bir toplama albüme konan şarkılar"Hit" ünvanı kazanıyordu.Özellikle "Always" single'ının tüm dünyada 3 milyonun üzerinde satıp,32 hfta Bilboard'dan inmemesi bir "Best of" albümünden çıkan bir şarkıyla yakalanabilecek en büyük zaferlerden biriydi.Böylece grubun yeni fanları Bon Jovi'nin eski şarkılarına sahip oldu ve o şarkıların verdigi heyecanla grub'un eski albümlerini de edinip gruba şatış bazında beklenmedik bir ivme kazandırdı.Bu arada Richei Sambora,Dynasty ve Melrose dizisiyle meşhur olan ve daha önce Tommy Lee ile evli olan Heather Locklear ile dünya evine giriyor."CrossRoad" ile grubun hayranlarına hayran katmış ama ne yazıkki herşey iyi gitmiyordu.Grub'un bassçı'sı Alec John Such grupdan ayrılma kararı aldı.Bon Jovi tarihinin bu ilk ayrılıgı tabiki grubun planlarını bozdu.Grup yeni basscı Hugh Mcdonald ile sütüdyoya girdi.

Ve yeni albümleri "These Days" 1995 Haziran'ında hayranların beyenisine sunuldu.Malezyada çekilen klibi ve akılda kalıcı nakaratıyla "This Ain't A Lve Song" albümün başarısında büyük rol oynadı.Kulaga hoş gelen Balladlar ve eşlik edilmeye müsait Hard Rock şarkılarından bişka ögeler vardı grubun müziginde.Bu ögeler liste başlarının esas sorumlusu olmasada müzik tarihi açısından çok önemliydi.Grubun çıktıgı "CrossRoad"turnesi takvimler 1995 yaz mevsimini gösterirken "These Days" turnesine çevrildi ve grup en başarılı turnelerinden birine start verdi.Bu günlerde ilk defa Güney Afrikada konserlere çıkarken,Londra'nın tarihi mekanı Wembley Stadyumu'nda ki 3 konserin sold out olmasıda,şüphesis Bon Jovi'nin kariyerinin zirve noktalarından biriydi.Bu zirve noktası filmede çekildi ve "Bon Jovi:Live From London"ismiyle video kaset formatında piyasaya sürüldü.Video o yılın en iyi müzik videoları dalında Grammy'e aday olacakdı.Bir diger ödül ise Haevy Metal dergisi Kerrang'ın okuyucu anketinde yılın "Yılın En İyi Grubu" ve "En İyi Albüm" kategorilerinde ödül alacaktı.İşin ilginç yanı ankette yılın en kötü grubu ve en kötü albümünüde Bon Jovi kazanıyordu.Bu sırada "These Days Tour Edition" isimli kısa Live albüm sadece Avustralyada piyasaya çıktı.Turne 1996'da bitti.Grup, turne boyunca 3o soldout stadyum konseri vermiş ve hala eskisi kadar güçlü oldugunu cümlealeme kanıylamışdı.Turneden sonra grup bir defa daha mola vermeye kararverdi.Ama bu defa bilinçli bir ayrılıkdı bu.Her eleman kendi solo projelerine agırlık verecekdi.İlk solo albüm Jon dan geldi ve "Destination Anywhere"17 Haziran'da piyasaya çıktı.Albüm Blaze Of Glory kadar olmasıda,Demi Moore,Kevin Bacon ve Whoopi Goldberg'in de baş rollerinde oynadıgı aynı isimli televizyon filminin destegiyle epey ses getirdi ve "Queen of New Orleans","Janie Dont Take Your Lve to Town","Ugle","Midnight in Chelsea"gibi yavaş tempo rock hit!leri ile Jon'un solo kariyerine artı puanlar getirdi.Bu arada Richei de armut toplamıyordu tabiki.O'da "Undiscovered Soul"ile kariyerine bir çentik daha attı. Ayrıca bir kız çocugu oldu İsmini Elizabeth koydular.Tico ise müzik dışındaki hobilerine ciddi şekilde agırlık verdi.Sant çevrelerinde saygıdeger bir ressam/Heykeltıraş olarak boy gösteriyordu.David ise piyanoda yaptıgı bestelerden oluşan "Under a Full Moon"isimli albümü ve soundtrack çalışmaları ile Dikografisini kabartırken çeşitli müzikallere beste yapmakdan geri kalmıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://karakartal.com
byrogue

byrogue


Erkek
Mesaj Sayısı : 196
Yaş : 31
Nerden : Elazığ
İş/Hobiler : Elektro gitar çalmak =)
Lakap : Rogue
ruh hali : Bonjovi Karisi10
tarz : Bonjovi Mtl10110
Kayıt tarihi : 30/10/08

Bonjovi Empty
MesajKonu: Geri: Bonjovi   Bonjovi Icon_minitimeCuma 31 Ekim 2008, 22:46

Jon,Richei ve Tico (Dave hariç çünkü elindeki bir sakatlık nedeniyle stüdyo çalışmasına katılamamışdı)Jon'un eski bir parçası üzerinde çalışarak EDTV isimli filmin soundtrack'ı için "Real Life" şarkısını kaydettiler.Bu şarkı maalesef favori prodüktörleri Bruce Fairburn ile yapacakları son çalışma olacakdı.Fairburn 1999 Mayıs ayında vefat etti.Bu sırada Jon'un önce "Sex Sell",sonra"Introspective"ismini alan solo albüm projesi rafa kaldırılıyordu.Jon tüm bu müzik çalışmaları arasında sinema kariyerinede vakit ayırıyordu.Bu maceraya ayrı bir paragraf ayırmak gerekirse, Bruce wills'li THE RETURN OF BRUNO daki küçük rolü ile başlayan aktörlük kariyerinin zamanla geliştigini söyleye biliriz.İlk ciddi rolu 1995'teki Moonlight and Valentino'da Gywneth Paltrow ile oynayan Jon,eleştirmenlerden övgüler almaya başladı.1996'da Leading Man'de yine enterasan bir karekterin altından başarıyla kalkıyordu.1998'de Little City,No Looking Back,Homegrown,Row Your Boat gibi
4 filimde büyük roller aldı.Çogunda yardımcı erkek oyuncu görevini üstleniyordu.Hele Little City filmi çok sevildi.Jon'un gişede en iyi iş yapan filimleri 2000 yılındaki U-571 ve Pay It Forward/İyilik yap İyilik bul oldu.Ally McBeal ve Sex And The City gibi birçok büyük dizilerde roller aldı.Jon son olarak 2002 yapımı bir Vampir filmi olan Vampires:Los Muertos'ta baş rolde vampir avına çıktıgını belirtelim.

Ve yıllar 2000'i gösterdiginde Bon Jovi grubu tekrar bir araya geldi ve 2000 yılında yeni albümleri Crush'ı çıkardı.Jon,Richei,Tico ve David ve grupdan ayrı gibi görünen bassçı Hugh stüdyoya 60 parçayla girdi ve 12 parçayla çıktı.Jon'un ev sütüdyosunda kaydedilen albüm,13 Haziranda piyasaya çıktı.5 yıl aradan sonra çıkan ilk Bon Jovi albümü büyük bir bir beklentiye neden olmuşdu.Bon Jovi'nin tüm numaralarını içeren albümde özellikle ilk Single "İt's My Life" dikkat çekiyordu.Eski Bon Jovi stadyum Hit'lerini anımsatan şarkı klibiyle MTV'de yüksek rotasyon elde etti."En sıradan insandan en uçuk insana kadar herkezi etkilediIt's My Life.Bir anda yeni ve genç bir kitleyi kazandık,gidip Crush'ı aldılar sonrada eski albümlerimizi toplamaya başladılar.Bu da şarkının ne kadar kuvvetli oldugunu kanıtlıyor."diyordu Richei.Albüm ilk hafta 115.000'in üzerinde satarak Billboard listelerine 9 numaradan giriş yaptı.Nu-Metal ve Eminem fırtınasının estigi günlerde 80'lerin pop metal devinin halen daha ilk 10'a girebilmesi büyük bir başarıydı.Bon Jovi Crush hakkında çok iddalıydı:"Bunun yaptıgım en büyük albüm oldugunu düşünüyorum.Slippery When Wet'ten de New Jersey'den de daha büyük bir albüm olduguna inanıyorum.Yeniden 21 yaşında hissediyorum"diyordu The Times Metro dergisine.Albüm tüm dünyada 7.5 milyondan fazla satacak ve It's My Life dışında Say ıt ısn't so ve Thank You For Loving Me gibi iki unutulmaz şarkıya da klip çekti.Thank You For Loving Me parçası Bon Jovi albümlerinde alışdıgımız ballad parçalarından biri oldu.O yıl En İyi Rock albümü ve en İyi grup performansı dalında Grammy'e aday olan ama ödül töreninden eli boş dönen topluluk,My VH1 Award'dan ise "My favori video"ödülünü "ıt's my lıfe ile aldı.Bon Jovi turneye pop punk grubu Less Than Jake ile çıktı.Turne çok başarılı geçti ve grup birçok ülkede stadyum konserleri vererek son stadyum Rock guruplarından biri oldugunu ispatladı.Bu dönemde Londra daki Wembley Stadyumunda 2 sold out konser verdiler,bu 2 konser Wembley stadının yıkımından önceki son büyük konserlerdi.Giants stadyumunda 2 sold out konser veren Bon Jovi'nin konserleri VH1'in rating rekoru kırmasına neden oldu.(Ülkemizdede bu konserlerden biri CINE5 tarafından gösterilmişdi.).

Bu kadar başarılı konserlerin ardından grup gecikmelide olsa "One Wıld Nıght:Live 1985-2001"ismiyle ilk konser albümlerini piyasaya sürdüler.Albümde grubun ilk yıllarından son turnesine kadar konserlerinden alınan kayıtlar kullanıldı.Yıllar içinde gelişen Bon Jovi canlı performanslarını belgeleyen albüm 2 milyonun üzerinde şatış yakaladı.Bu albümden çıkan ilk video klip "Wanted Daed Or Alive" parçasına çekildi.

Crush ve One Wild Night turneleri sona erdiginde grup yine non-stop bir şekilde yeni albüm için sütüdyoya girecektiki,11 Eylül günü dünyaları karardı.Terörist saldırılarının hemen ardından New York'un sayılı Rock kahramanlarından ikisi olan Jon ve Richei çeşitli yardım kampanyalarına katıldı."ATribute To Heroes'da canlı performans sunan grup,kızıl haç'ın anonsları için reklam filminde oynadı ve Red Bank'teki yardım konserlerinde çaldı.Yuvası yıkılanlara kişisel yardımdada bulunan Bon Jovi üyeleri,21 Ekimdeki Concert For New York'ta da çalanlar arasındaydılar.Jon ve Richei terörist saldırıları gerçekleşmeden evvel yeni albümleri için beste çalışmalarına başlamış ama yaşanan olaylar elbette onları çok etkilediBeste çalışmasını tekrar başlatan grup bu defa 11 Eylül trajedisini yansıtan şarkılar yapmaya başladı.Fakat Bon Jovi olayara bir ağıt yakmakdansa olayların meydana getirdigi yaraları umut duygusuyla sarmayı uygun gördü.Üzüntüyü perçinleyecegine,umudu insanların yüregine getirecek şarkılaryazmayı tercih etti.

Ve 2002 Mart ayında grup üyeleri sekizinci sütüdyo albümleri "Bounce" kaydatmek için sütüdyoya kapandı.Albümün ismi New York şehrinin ve America'nın yaşadıgı şokdan bin an evvel kurtulup bir sıçrama yapması ve tekrar eski canlılıgına kavuşması gerektigine gizli bir gönderme taşıyordu.Aynı zamanda Bon Jovi'ninde yıllar geçdikçe kendi içinde halen daha yeni bir şıçrayış yapabilrceginide söylüyordu.Açılış parçası "Undivided"den albümle aynı ismi taşıyon Bounce'a kadar 11Eylül trajedisi Jon'un kalemiyle popüler müzik tarafındanda belgeleniyordu."All About Loving You"ise bir Bon Jovi albümünün olmassa olmaz balladlarından biri olarak ön plana geçiyordu.Bon Jovi ön gördügü gibi "Bounce" ile bir kez daha şıçradı.İlk single "Everyday" destegi ile Bounce Billboard'da Elvis'in toplama albümünün gerisinde 2 numaraya kuruldu.Times meydanında konser veren Bon Jovi ilk hafta sonunda 159.000 üzerinde bir şatış yakaladı.

2003 yılında bir acustik albüm yaparak fanları şaşırttılar.This Left Feels Right adını taşımaktaydı albüm.Birçok eski parçalarının acustik versiyonları yer almaktaydı albümde.İlk videoda Wanted Dad Or Alive videosuna çekildi.

Tarihler 2004'ü gösterdiginde grup üyeleri çok uzun zaman önce yapmaları gereken bir box set çıkardılar.Bu set 5 cd'den oluşmakta ve grubun daha önce albünlerinde kullanma fırsatı yakalıyamadıkları parçalardan oluşmaktaydı.5. ve son cd ise dvd formatında konser görüntüleri yer almakta.Ve aynı yıl içinde grubun anuru okşanarak çok büyük bir ödül verildi.ABC televizyonu da bu ödül gecesini çanlı olarak yayınlayarak tüm dünyaya gösterdi.Ödül ise bonjovi grubunun dünya müzigine ve america kültürüne üstün katkılarından dolayı ömür boyu başarı ödülü verildi.



Pop,Grunge,Brit pop,Alternatif,Nu-Metal,Rap,Hip-Hop...gibi birçok trend gelip geçti ama 80'lerdeki sound'unda radikalde gişiklikler yapmadan halen daha çok satan,halen daha stadyum konserleri verebilen,halen daha rekorlar kırabilen tek bir isim var,o da BON JOVI.New Jersey'li kovboyların başarıları burada noktalanıcak gibi görünmüyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://karakartal.com
 
Bonjovi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bahçeli Tayfa :: müzik :: Yabancı Rock-
Buraya geçin: