Demir DEMİRKAN

Demir Demirkan müzik hayatına 13 yaşında gitar çalarak başladı. Temel müzik teorisini kendi çabalarıyla öğrendikten hemen sonra kendi şarkılarını ve sözlerini yazmaya başladı. En başta etkilendiği grup ve müzisyenler arasında Pink Floyd, Deep Purple ve Paul Simon'i sayabiliriz.

Orta okul ve lise yıllarında okul bünyesinde kurduğu grupta şarkı yazarı, solist ve gitarist olarak yer aldı. Daha sonra üniversite yıllarında Steve Vai, Yngwie Malmsteen gibi rock gitar virtüözlerinin etkisiyle daha çok gitar çalmaya yönelip rock gitar tekniği üzerine yoğunlaştı.

1990 yılında İstanbul tabanlı heavy/rock grubu Pentagram'a katıldı ve grubun ikinci çalışması olan Trail Blazer albümünde gitarist ve şarkı yazarı olarak bulundu.

1992'de müzik eğitimi almak için Los Angeles'a taşındı ve MI - Musician's Institute'a başladı. Scott Henderson, Frank Gambale, Paul Hanson gibi isimler ile çalışma olanağı buldu.

1993 yılında Seeking Shade adlı grubu kurdu ve bu grupta şarkı yazarlığı, gitarist ve solistlik yaptı. Seeking Shade, Los Angeles ve çevresinde konserler ve bar programları yaptı, ve hiç piyasaya sürülmeyen bir albüm kaydetti.

1995'de Seeking Shade adlı grubu kurdu ve bu grupta şarkı yazarı, gitarist ve şarkıcı olarak Los Angeles ve çevresinde konserler verdi ve bir demo albüm kaydetti. Los Angeles'da yaşadığı dört yıl boyunca çeşitli rock, fusion, jazz, afro ve funk gruplarıyla gitarist ve şarkı yazarı olarak da çalışmalar yaptı.

Demir Demirkan 1996'da İstanbul'a taşındı. Taşınmasıyla beraber Şebnem Ferah, Sertab Erener gibi isimlerin de aralarında bulunduğu sanatçıların albümlerinde prodüktörlük, gitaristlik ve şarkı yazarlığı yaptı.

1997'de tekrar Pentagram'a katılıp Anatolia albümünü kaydetti.

2000 yılında ilk solo albümü olan Demir Demirkan'ı Sony Müzik etiketi ile yayınlandı.

Daha sonra 2002'de Dünya Benim albümünü yayınldı.

Demir Demirkan solo albümlerinin yanısıra prodüktörlük ve şarkı yazarlığı kariyerini de bırakmadı. Sertab Erener için yazdığı şarkılar Avrupa ve Türkiye'de büyük ilgi ile karşılanırken içlerinden bir tanesi "Every Way That I Can" 2003 Eurovision şarkı Yarışmasında birincilik ödülü aldı ve dünya marketlerinde 400.000 adet single satışı yaptı.

2004'de 2004 İstanbul albümleri yayınlandı. Bu albüm Avrupa'da onbir ülkede yayınlandı. Bu albümün tanıtım turnesi için Mike Tramp (Whitelion) ile bir Avrupa turnesi yaptı.

Yaptığı çalışmalar arasında reklam/TV jingle ları, dizi ve film müzikleri de bulunan Demir Demirkan'ın bu alanda yaptığı en önemli çalışması, 2005'de çekilen Gallipoli/Gelibolu savaşı belgeselinin müzikleridir. Etnik sazların Türkiye'de, senfonik orkestranın ve koronun da Prag'da kaydedildiği bu film müziği Türkiye'de ve Avustralya'da Soundtrack CD olarak da yayınlandı. Demir Demirkan bu günlerde Turkiye'de solo kariyerine devam etmektedir.

www.demirdemirkan.net 'ten alıntıdır.

her ne kadar çok eleştiriye maruz kalmış olsa da ben en başından beri çok sevdim demir demirkan'ı.. 2 yıl kadar önce gölge pub'da kendisi dahil toplam 7 kişi olmamıza aldırmadan unplugged süper bir konser verip beni mest etmiş bir de üstüne cile yapınca daha da bir mutlu olmuştum.. bir daha öyle konser olmayacak belki ama olsun..

yeni klibi de hoş olmuş..

'Devrim'e Demirkan imzası

Türkiye'nin ilk yerli otomobili ''Devrim''i konu alan ''Devrim Arabaları'' filmin müziğini yapan sanatçı Demir Demirkan, gerçeklere dayanan bir filmin müziğini yapmaktan gurur duyduğunu söyledi.
Demirkan, senaryosunu Murat Dişli ile yazan Tolga Örnek'in yönettiği filmde, ''Devrim''i üretme görevini üstlenmiş 23 mühendisin inanç ve azim öyküsünün anlatıldığını kaydetti.
İlk Türk otomobili Devrim'in Eskişehir'de kurulu Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayii AŞ'de (TÜLOMSAŞ) sergilendiğini ifade eden Demirkan, şöyle konuştu: ''Bu bir belgesel değil, uzun metrajlı film. Filmin müziğini yaparken bu aracın nasıl yapıldığını, kim bu projenin yanında, kim karşısındaydı, bunları inceleme olanağı buldum. Filmin müziğini bir ayda yazdım. Prag'da kaydettik. Dünya çapındaki film müziklerini çalan City Of Prag Filarmonik Orkestrası eşliğinde hazırladık. Aynı orkestra Gelibolu filminin de müziğini yapmıştı. Piyano ve yaylı orkestrası ile hazırlanan müzik 80 dakika.
Aynı zamanda CD'si de film ile çıkacak. Gerçeklere dayanan bir film senaryosunun müziğini yapmaktan gurur duyuyorum. Çünkü gurur duyulacak bir hikaye. Bu kadar idealistçe yaklaşılan, (biz de araba yapabiliriz, bizim de markalarımız olabilir, dünya çapında endüstrileşebiliriz) yaklaşımıyla girilmiş bir işlem. Bu sırada bütün oyunlara karşı direnilmiş ve araba yapılmış. Araba yürümüş.''